Sayfalar

22 Aralık 2011 Perşembe

Gebelikte Kilo Alımına Yönelik Afiş (Beslenme sf: 50, Etkinlik)

Çocuk Yetiştirmede Kullanılan Yöntemler (Ruh Sağlığı sf: 50, Araştırma)


Çocuklar Görür. Çocuklar Yapar. (Children See. Children Do.) => http://www.youtube.com/watch?v=L11s56ALon0

Çocukların eğitimi ve yetiştirilmesinde genel eğitimin eksik olduğu kabul edilmektedir. İnsanalar herhangi bir meslek sahibi olmak için eğitim görürken, anne ve baba olmak için ve çocuk eğitimi, bakımı konularında hiçbir eğitimden geçmezler. Genel olarak üç tip çocuk yetiştirmede yöntemine rastlanmaktadır. Otoriter yaklaşımda, çocukta istenilen davranışın geliştirilmesi katı kurallarla sağlanır.
Demokratik yaklaşımda anne baba çocuklarından beklediği davranışın nedenlerinin çocuk tarafından anlaşılması için çeşitli açıklamalar yapar ve benimsemesini sağlamaya çalışır.
Çocuğu kendi haline bırakan ailelerde ise çocuk deneme yanılma yoluyla çevresini tanımakta ve keşfetmektedir. Kendisine fazla güvenen, kendini denetleyen, sorgulayan, araştırıcı, kendiyle barışık çocukların anne-babaları çocuğu hem denetler, hem de ondan bazı şeyleri talep eder. Aynı zamanda çocuğa karşı şefkatli, sıcak, akılcı davranılması ve çocukla iletişime her zaman hazır, istekli ve teşvik edici olunması gerektiğini bilirler
Çocuk büyütürken ceza vermemiz gerekip gerekmediği konusunda çoğu zaman kararsız kalırız. Oysa,dengeli bir biçimde kullanılan ceza ve ödül sistemi, çocuğunuzun eğitiminde size büyük ölçüde yardımcı olacaktır.

Ailelerin bir kısmı sadece ceza vererek bunu sağlamaya çalışırken, bir kısmı hiç ceza vermemekle öğünmektedir. Oysa çoğu kez verilen cezalar ya çocuğu düşündürmeyen ve etkilemeyen cezalar olmakta, aile de cezanın işe yaramadığını düşünmektedir. Ya da ağır, fiziksel cezalar olmakta, çocuğu eğitmek yerine öfkelendirmektedir. Benzer şekilde ödüller gerektiğinde ya da uygun dozda kullanılmayınca, ödül olmaktan çıkıp, çocuk adeta hak haline gelmektedir.

Ceza ve ödül ne anlama gelir?
Çocuk yürümeye başladığı andan itibaren evin içinde bir güç gösterisi başlar. Evdeki eşyalar çocuğun ulaşamayacağı yerlere kaldırılmaya başlanır, eline aldığında kızılır, ama bazen de oynanmasına izin verilir. Çocuk bir türlü büyüklerin yapmaya çalıştığını anlamaz. Yapmaması gerektiğini değil, büyükleri nasıl ikna edeceğini düşünmeye başlar. Oysa kararlı, devamlı ve doğru söylenen “hayır” çocuk için anlamlı olacaktır. Bir süre sonra ne yapacağını, ne yapmamasını öğrenen çocuk, yaptığı ve yapmadığı için ödeyeceği bedeli, kazanacağı değeri de öğrenmiş olmalıdır. Cezalar, çocuğun canını fiziksel olarak yakmayacak, çocuğun yaşına uygun ve bir çeşit bedel ödeme olara kabul edilebilecek şeylerdir. Ödül ise genellikle yanlış kullanılan bir kavramdır. Ödül, zaten yapması gereken bir şeyi, iyi yaptığı için, çocuğa verilen şeydir. Oysa genellikle, çocuğa zaten yapacağı bir iş için önceden önerilen şeydir ve adına ödülden çok rüşvet demek gerekir.Bunun önemli sakıncaları vardır.

14 Aralık 2011 Çarşamba

Kişilik Testi Cevaplarım :)

Esra'nın blogunda yayınladığı http://esrakrhn.tumblr.com/post/14220199597/kisilik-testi-hep-birlikte-deneyelim kişilik testine verdiğim cevaplar ve değerlendirmem.


Cevaplarım:
1-Öğlenden sonra ve akşama doğru
2-Normalden yavaş ve etrafa bakınarak
3-Ellerimi sıkarım
4-Dizler katlanmış ve bacaklar birbirine bitişik olarak
5-Sessiz bir giriş yapıp etrafımda tanıdığım birilerine bakınırım

Değerlendirmem:
Sabahları asla iyi hissedemem uykuma çok düşkünümdür :D Geceleride hiç bişey yapmak istemem (dizi yada film izlemek haricinde) .
Hep hızlı yürüyeyim derim ama etrafa dalıp giderim ve kendime geldiğimde yavaş yavaş yürüyor olurum. Etrafa o kadar bakarımki bazen yola dikkat etmeyip takılırım :D
Daha önce bu konuya hiç dikkat etmemiştim ama sanırım ellerimi sıkarım hele heyecanlı bişey anlatıyorsam yada dinliyosam arkadaşımın ellerini bile sıkabilirim :D
Daha 25 dk önce yatağımın kenarına oturup dizlerimi kendime çekip kafamı dizlerime dayayarak müzik dinliyordum :D En rahat olduğum 2 pozisyondan biri oturaraf bu pozisyondur diğeri ise yatıp cenin pozisyonu almaktır.
Sadece bi partide değil hiç bi zaman ses yapıp ilgi çekmeye çalışan biri olmadım ve ilginin üstümde olmasını sevmemde. Okul partisinde olsaydım sessizce içeri girip kapının önünde Ayşenur, İnci yada Arzu'yu arardım. Yada tüm arkadaşlarımın olduğu bi partiyse İsra ve Hira'yı bulmaya çalışırdım. Bu 5inden birini buldum mu orda King benim demektir :D

Cevaplarımdan anladığım kadarıyla ben Robert hayranı, İngiltere'ye gidip onunla tanışması gereken yada bi şekilde kankası olmam gereken bi kişiliğe sahibim. Sonuç olarak Rob seviyorum işte :D

Kreş Gözlem Kriterleri (Erken Çocukluk sf:23)


1- Kurumun Adı: Bilgi Kozası Anaokulu
2- Kurumun Adresi: Nispetiye Cad. Seher Yıldızı Sok. No: 9 Etiler
3-Kurumun Yöneticisi: Zeynep Ellialtıoğlu
4- Öğrenci Sayısı: 53
5- Sınıf Sayısı: 4
6- Yaş Grupları: 2,5 - 5
7- Sınıf Dışındaki Bölümler: Mutfak, Tuvalet, Yönetici ofisi.
8- Öğretmen Sayısı: 12
9- Hyeralşik Yapılanma: Kurucu (Yönetici),Yönetici yardımcısı, Öğretmenler.
10- Sınıf Gözlemi:
11- Sınıftaki Köşeler: Blok köşesi, Sessiz köşe, Fen ve Doğa köşesi, Evcilik köşesi, Etkinlik köşesi.
12- Oyun Metaryelleri: Bloklar, evcilik oyunları, arabalar, hamurlar vb.
13- Panoları: Etkinlik Panoları.
14- Alınan Güvenlik Önlemleri: Okulun etrafı duvar ve tellerle çevrili ayrıca girişte güvenlik var.
15- Kullanılan Kırtasiye Malzemeleri: Kağıtlar, makaslar, yapıştırıcılar, bocuklar, düğmeler, simler, pullar, kalemler (renkli),
16- Dolaplar ve Tasnif Düzeni: Dolaplar çocukların ulaşabileceği boyda ve açılması kolay. Ancak bazı dolaplar yüksekte, oraya öğretmenler özel eşyalarını koyabiliyor.
17- Oturma Düzeni: Sınıftaki öğrenciler 3 farklı renkteki masalara belirli olarak oturuyor ancak masadaki istedikleri sandalyeye oturabiliyorlar.
18- Tuvaletler: Tüm öğrenciler için tek bir tuvalet var ve alt katta.
19- Temizlik Düzeni: Çalışanlar düzenli olarak masaları ve sınıfı temizliyorlar ayrıca etkinlik sonrası sınıf pislenirse öğretmenlerin çağrısıyla temizlenebiliyor.
20- Okul Bahçesi: Arkada büyük bahçe, yan tarafta bisikletlere binilmesi için olan bahçe ve önde kum havuzu, park ve oturma yerlerinin olduğu 3 farklı bahçeden oluşmaktadır.
21- Minyatür Hayvanat Bahçesi: Arka bahçede bazı kümes hayvanları besleniyor.
22- Sıraya Geçme: Genellikle İngilizce sınıfına giderken yada bahçeye çıkarken sıra olmaları gerkiyor ve belirli bir sıraları yok.
23- Karşılama ve Uğurlama: Gelen arkadaşlarına yada öğretmenlerine "Hoşgeldiniz" diyolar ancak giderken sadece öğretmenlerine "Güle güle" diyolar.
24- Faaliyete Başlama: Öğretmenlerinin düdük çalmasıyla yada tekerleme söylemesiyle toplanıp faaliyete başlıyorlar. Bazen öğretmenlerin faaliyetin olucağı yere geçip " Gözlerimi kapatıyorum. Bakalım açtığımda herkes burada olacak mı?" diyorlar ve çocuklar bu şekilde toplarıyor.
25- Faaliyeti sürdürme: Öğretmenler çocukların dikkatinin dağılıp dağılmamasına göre yada devam etmeyi isteyip istememlerine göre etkinliği sürdürüyor. Böylece faaliet sırasında çocukların çoğu aktif olarak katılıyor.
26- Faaliyeti Sonlandırma: Öğretmenin izin vermesiyle dağılıp gerekirse ellerini yıkamaya yada sessiz köşeye geçiyorlar.
27- Yıl Sonu Etkinlikleri: Yapılıyor.
28- Törenler: Belirli gün ve haftalarda gerekirse velilerle birlikta kutlama ve törenler yapılıyor


.

Anektod (Ruh Sağlığı sf: 26)

Gözlemcinin Adı-Soyadı: Zeynep Esra Aydoğdu
Yer: Bilgi Kozası Anaokulu
Tarih: 02/12/2011
14:12 : Edward tek başına blok köşesinin önünde arabasını sürüyor.
14:14 : Edward blok köşesinde arabasını sürmeye başladı. Arabasını arkadaşlarının ve blokların etrafında gezdiriyor.
14:15 : Rosalie blokları dizerken Edward elini görmedi ve blogu sert bi şekilde onun elinin üstüne koydu. Edward bi anda çığlık atıp yerinden kalktı ve arabasını fırlattı, Rosalie korkup geriye çekildi. 
14:16 : Edward eline bir blok aldı ve Rosalie'ye doğru kaldırdı. Bunu gören Bella öğretmen hemen Edward'a "Edward! Yapma!" diye seslendi. Edward öğretmenini duyunca blogu yere atıp ağlamaya başladı. Bella Öğretmen Edward'ın yanına geldi ve Edward "Önce o yaptı. O elime vurdu" diyerek kendini savunmaya başladı öğretmen "Ağlama, sakin ol." dedi.
14:17 : Bella öğretmen Edward'ı sakinleştirdi ve Edward ve Rosalie'nin birbirinden özür dilemesini istedi. İkiside birbirinden özür diledi ve oyunlarına geri döndüler.
14:53 : Rosalie ve Edward birlikte bir kitabın resimlerine bakıyorlar.


Yorumum: Edward normalde bir kaç arkadaşı dışında kimseyle oynamayan bir çocuk ve Rosalie'yle de pek oynadıklarını görmedim. Edward'ın arkadaşlarıyla anlaşmada sorunlar yaşadığını düşünüyorum ve çok çabuk sinirlenen bir yapısı var ama bunları çabuk unutabiliyor.

9 Aralık 2011 Cuma

Aile Yapısı ve Önemi (Ruh Sağlıgı sf:44, Araştırma)

   Aile en basit tanımıyla;  evlilik ve kan bağına dayanan, karı-koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birliktir . Aile bir toplumun temel toplumsal kurumlarından biridir. Toplumu ayakta tutan temel öğelerdendir. İnsan türünü üretmek ve sürdürmek gereksiniminden doğmuştur.  Ancak bu gereksinimi belli bir düzene kavuşturmak için aile kurumunun kurulmasını sağlayan kadın ve erkek; adına nikâh akdi denilen hukuki birleşmeyle birbirlerine bağlanmışlardır. Nikâh akdi adı verilen bu hukuki birleşme aile kurumunun yasal dayanağıdır. Aralarında nikâh akdi gerçekleşen çiftler resmen evlenmiş olurlar. Çocuklar ise aileyi tamamlarlar.
Dünya geneline baktığımızda iki temel aile modelinin olduğunu görürüz. Bunlar; geniş (Geleneksel) aile ve çekirdek ailedir.  İki Temel Aile Modeli Geniş (Geleneksel) Aile; Büyükanne ve büyükbaba ile onların çocuklarının ve torunların aynı çatı altında yer aldığı aile biçimidir. Büyükbaba ve büyükanneden torunlara intikal eden dikey genişliğin yanı sıra, akrabaları da (amca, hala, teyze ve gelinler) kapsayacak yatay bir genişlik ortaya koyabilir. Modern aile ya da kent ailesine göre genç kuşaklar uzun bir süre aynı çatı altında tutulurlar. Bu yüzden kuşaklar içinde meydana gelen evlilikler de aile çemberinde yer bulabilmektedir.

Bölgelere Göre Boşanma Oranları ve Evlilik Süreleri (haber)
Buna göre, Ocak-Mart döneminde 96 bin 841 çift evlendi, 30 bin 773 çift boşandı.
2009 yılı ilk çeyreğine kıyasla evlenme sayısında yüzde 9,9 azalma meydana geldi. Geçen yıl, söz konusu dönemde 107 bin 524 çift evlenmişti.
Evlenme sayısında oransal olarak en büyük düşüş yüzde 22,5 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesinde gerçekleşti. Güneydoğu Anadolu'da geçen yıl Ocak-Mart döneminde 19 bin 423 olan evlenme sayısı, bu yıl 15 bin 45'e geriledi.
Evlenme sayısında artış gözlenen tek bölge, yüzde 1,5 ile Batı Karadeniz oldu.


ERKEKLERDE ORTALAMA YAŞ 26,1, KADINLARDA 22,7
2010'nun Ocak-Mart döneminde ilk kez evlenen çiftler arasındaki ortalama yaş farkı 3,4 olarak hesaplandı.
Ortalama ilk evlenme yaşı erkekler için 26,1, kadınlar için 22,7 oldu.
En yüksek ortalama ilk evlenme yaşı, erkeklerde 26,8, kadınlarda 23,6 ile İstanbul Bölgesinde görüldü. En düşük ortalama ilk evlenme yaşı erkeklerde 25, kadınlarda ise 21,5 ile Orta Anadolu Bölgesinde gözlendi.
BOŞANMA
2010'nun 1.Döneminde 30 bin 773 çift boşandı.
Bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4,8'lik artış görüldü. 2009 Ocak-Şubat-Mart sürecinde 29 bin 372 çift boşanmıştı.
Boşanma sayısında en fazla artış, yüzde 13,2 ile Doğu Marmara Bölgesinde gözlendi.
Söz konusu dönemde boşanma sayısında en büyük düşüş (yüzde 5,6), evlenmede artışın görüldüğü tek bölge olan Batı Karadeniz'de gerçekleşti.

BOŞANMALARIN YÜZDE 40,4'Ü İLK 5 YILDA GÖRÜLÜYOR
Yılın ilk çeyreğinde meydana gelen boşanmaların yüzde 40,4'ü evliliğin ilk 5 yılı içinde, yüzde 24,3'ü ise 16 yıl ve daha fazla süre evli olan çiftlerde görüldü.


TABLOLAR
Yılın ilk çeyreğinde istatistiki bölge birimleri sınıflamasına (İBBS) göre, evlenme ve boşanma sayıları şöyle:
.                                      Boşanma            Evlenme
İBBS (1. Düzey)          2009     2010        2009       2010
--------------                 ------      ------        -------       -------
Türkiye                     29.372   30.773     107.524    96.841
İstanbul                     6.373    6.448      16.414      15.958
Batı Marmara             1.376    1.471       3.309         3.060
Ege                            5.412    5.899      11.652      11.374
Doğu Marmara           2.615    2.960       7.300         7.187
Batı Anadolu              3.476    3.696       6.979         6.929
Akdeniz                     4.167    4.388      16.863       14.176
Orta Anadolu             1.648    1.616       5.189         4.773
Batı Karadeniz           1.677    1.583       4.835         4.907
Doğu Karadeniz           574      602       2.884           2.491
Kuzeydoğu Anadolu     319      346       5.269           4.151
Ortadoğu Anadolu        562      555       7.407           6.790
Güneydoğu Anadolu  1.173    1.209      19.423      15.045

2010 yılının 1. döneminde evlilik süresine göre boşanmalar şöyle:
Evlilik Süresi (yıl)      Sayı      Yüzde
  --------------------     ------      -----
Toplam                   30.773   100,0
1 yıldan az               1.054       3,4
1-5                         11.372    37,0
6-10                         6.283    20,4
11-15                       4.488    14,6
16                            7.488    24,3
Bilinmeyen                    88     0,3

Annenin Yeterli ve Sağlıklı Beslenememe Nedenleri Şema (Çocuk Beslenmesi sf: 47, etkinlik)

Psikomotor Etkinlik Gözlemi (Gelişim Alanları sf:68, Araştırma)

Etkinlik 1: 3 Tekerlekli bisiklete binme.
 -Bisikleti çarpamadan sürebilmeleri için Dikkat gerekir.
-Bisikletin pedallarını çevirebilmeleri için Kuvvet gerekir.
-Bisikleti sürerken El-Göz Koordinasyonu vardır. Ayrıca pedal çevirmek için bacaklarınıda kullanırlar.




Etkinlik 2: Montesorri materyali.
 -Şekilleri takabilmesi yada çıkarabilmesi için Dikkat gerekir.
-Şekilleri takıp çıkarırken El-Göz Koordinasyonu vardır.
-Şekilleri çevirebilmesi yada çıkıntılardan geçirebilmesi için küçük kas gelişimi olarak Esnek olması gerekir.

Aile Sağlık Merkezi (Çocuk Beslenmesi sf:45, Araştırma)





















2 Aralık 2011 Cuma

Nadia Comaneci ve Katarina Witt






Katarina  WITT

15-12-2-4-6 : Katarina Witt’in hayatında önemli yer tutan bu rakamlar nedir dersiniz acaba? Witt’in telefon numarası ya da buna bezer bir şey mi sandınız? Yanıldınız...
 
Bu, rakamlar Katarina Witt’in spor hayatına ait rakamlardır. Witt, 15 kez şeref kürsüsüne çıktı, 12 kez önemli yarışmalarda birinci oldu, 2 kez Olimpiyatlarda altın madalya kazandı (1984, 1988), 4 kez Dünya şampiyonu oldu (1984, 1985, 1987,1988) ve 6 kez Avrupa şampiyonluğunu elde etti (1983, 1984, 1985, 1986, 1987, 1988).
 
Zorunlu elemanlardan nefret ettiğini belirten Witt, jumplarında teknik açıdan çok sağlam bir patenci olarak göze çarpardı. Ama ayak bileğinden geçirdiği ameliyatlardan sonra hocası Jutta Müller’in tavsiyesi üzerine artistik yanını güçlendirdi ve programlarında ona ağırlık verdi.
 
Antrenörü Jutta Müller, bir orkestra şefi gibi yönetti onu. Katarina Witt’i medyaya, hakemlere ve seyircilere en hazır şekilde sundu. Bu sunuş, Katarina Witt’in programlarının en küçük ayrıntısından seçilen müziklere, giysilerin hazırlanmasından Witt’in gülümsemesine ve basına vereceği demeçlerin en ince ayrıntısına kadar düşünülmesine dayanan bir stratejinin eseriydi.
 
Katarina Witt’in soyunma odasından çıktığı andan itibaren bu stratejinin uygulaması başlıyordu.
 
O zamanki Doğu Almanya’da bulunan Staaken’de 3 Aralık 1965’te doğan Katarina Witt, kısa adıyla "Kati", 1984 Saraybosna Kış Olimpiyatlarında ilk Olimpiyat altın madalyasını kazandığında 19 yaşındaydı. Şampiyon olduktan sonraki günlerde hayranlarından binlerce mektup aldı. Dönemim Doğu Almanya Devlet Başkanı Erich Honecker de, hayranları arasındaydı. Katarina Witt, bir anda ulausal kahraman haline geldi ve Doğu Almanya’nın gizli polis servisi Stasi tarafından her harekeri izlenmeye başladı. Bu Stasi meselesi, daha sonraki yıllarda, iki Almanya’nın birleşmesinden sonra başına epey bir sorun çıkaracaktı.
 
Yeteneğinden, çekiciliğinden, hakemler ve seyirciler üzerindeki etkisinden emin olan "Kati", zaferleri birbiri ardına eklemeye başladı.
 
Avrupa Şampiyonasında ilk kez şampiyon olduğu 1983’den sonra bir kez yenilgi yüzü gören Katarina Witt, sadece Cenevre’deki 1986 Dünya Şampiyonasında Amerikalı Debi Thomas’a geçildi.
 
1988 Calgary Olimpiyat Oyunlarında Katarina Witt ve Debi Thomas, aynı müziği, Carmen’i seçmişti. İkisi arasındaki rekabet ve sinir savaşı müthişti. Katarina Witt, ikinci kez Olimpiyat şampiyonu olmayı hedefliyordu. Debi Thomas da, altın madalya peşindeydi. "Sosyalizmin en güzel yüzü" diye tanıtılan Witt, o gülümsemesini yüzünden hiç eksik etmiyordu ama bu gülümsemenin gerisinde gerginlik vardı. Sonja Henie’den bu yana hiçbir patenci, Teklerde iki kez arka arkaya Olimpiyat şampiyonu olmamıştı.

Witt, önce piste çıktı ve güzel, sade ve iyi bir performans sergiledi. Thomas için kapı açık kalmıştı. Doğu Alman rakibini geçme ve altın madalya kazanma imkânı vardı. Ama riskli bir propram sunması ona pahalıya mal oldu. Programın başında bir jump kombinasyonunda çift ayak üzerine indi ve bir daha kendimi toparlayamadı. Altın madalya Witt'in boynundaydı artık.

Profesyonellik, bir TV show’u (Carmen On Ice), turneler, televizyon için buz pateni danışmanlığı... Bu teklifler hiç eksik olmadı. Buna karşılık, yeniden yarışmalara girmek aldığı ani karar ve bunun sonucu 1994 Lillekammer Olimpiyatlarında elde edilen yedincilik, efsane haline gelen bu patenciye hiçbir şey katmadı.
 


Witt, Mayıs 2002’de, Stasi’nin kendisiyle ilgili arşivlerinin yayınlanmasını önlemek için açtığı davadan vazgeçti. Stasi’nin kendisiyle ilgili 1.300 sayfalık raporlarından sadece 181 sayfası, kamuoyunun bilgisine sunuldu. Raporların bu bölümü, Doğu Alman devlerinin kendisine yaptığı yardımlarla ilgiliydi. Bu da, efsane patenciye zarar vermedi.

NADİA’NIN HAYAT ÖYKÜSÜNDEN KIRINTILAR

Dünyaca ünlü ve tanınmış Jimnastikçi Nadia Comaneci hiçbir zaman bu açıklamaları yapmadıysa, bir sebebi vardır. Ama başarısının arkasında, acı dolu trajik bir yaşam var. Öyle ki, Nadia’nın unutmaya çalıştığı şeyleri, onunla birlikte bunları yaşayanlar bu olayları gizlyememiyorlar.
Işte Nadia Comaneci’in dramı:
Nadia Comaneci antrenörü’nden bıkmıştı. Ona kötü dvaranıyordu. Eski jimnastik şampiyonu olan Emilia Eberle, korkusunu yenerek 30 sene sonra Bela ve Martha Karoly adlı eşleri ve aynı zamanda antrenörleri hakkında konuşmaya karar verdi. Bu eşler hem onun hem de Nadia’nın antrenörleriydi.
Nadia, Romanya’nın jimnastik Tanrıça’sı olmasına rağmen, bu eşler ona farklı davranmadılar. Aynı muammeleyi gösterdiler. Kötü şekilde dayaklar, rejimli ve ölçüyle verilen yemekler, eli iltihaplı olmasına rağmen yarışmalara katılamasını izin verdiler. Montreal’deki Nadia’nın 10 notu bu acıları gizliyordu. Emilia bütün bunlar için “bir nevi içini dökmek” diyor: “Nadia, Bela ve eşinden aldığı bütün yumrukları veya tokatları hatırlıyor ama bunlardan bahsetmiyor. Nadia’nın onlarla hala ortak noktaları var. Nadia ve onlar şu an Amarika’dalar ve aynı branşta yani jimnastik alanında çalışıyorlar. Dost değiller ve birbirlerinden uzaklar.
Yemek verilmemesi yanında başka tür cezalar da vardı. Mesela, Nadia, antrenörü olan Bela’nın korkusundan, “kullanılmamış bir tuvalette üç gün boyu gizli kaldı” diyor olimpik arkadaşı Rodica Dunca. Bütün yediği dayakların ardından, birgün, Nadia Deva şehrindeki antrenmandan kaçtı. İlk defa İstihbarat onu trende buldu. Eve gitmek istiyordu ama bırakmadılar geriye Deva’ya getirdiler. İkinci kaçışı da başarılı olamadı. Yine hiç gözünü kapatmayan İstihbarat onu foklör sanatçısı Benone Sinulescu’nun evinde buldu. Nadia, kaçışın bir faydası olmadığını anlayınca, Deva’da, Karoly ailesiyle antrenman yapmayı reddetti. O zaman, Federasyon onu Bükreş’e aldı ve bir sene George Gorgoi adında başka bir antrenörle çalıştı.
Nadia Comaneci’in başarısı ona daha iyi imkanlar tanıması yerine, Martha ve Bela Karoly eşlerinin kıskançlıkları ile başbaşa bıraktı. Çavuşesku, başarısına hayran kalarak, 1976’da, Nadia’ya, “Sosiyalist İşçiler Kahramanı” ünvanı vermişti. Bu ünvan büyük bir organizasyon yapılarak verilmiş. Elbette, Karoly Bela, buna kıskandı. Ona antrenör olarak sadece, “I. Sınıf İş” Madalyası verilmişti.
Bela’nın kıskançlığı o kadar ileriye gitti ki, Amerika’da yarışmalardayken, Nadia hakkında rapor hazırlayarak, hırsızlık yaptığını idda ediyor: “ Amerika’da, Nadia makinelere giderek, para çıkartıyordu. Nasıl bilmiyorum, anlayamadım. Ekmekle çıkartıyordu. Onu ve Teodora adlı arkadaşıyla birlikte bu işi yaptıklarında otelde yakaladım” diyor.
Bütün suçlamalarına rağmen İstihbarat uyumuyordu. Karoly Bela’nın para düşkünlüğü olduğunu anlamıştı. Sporcular’ın hakkından alıp, kendi cebine koyuyordu. Uluslararası yarışmaları düzenleyen kişilerden, para alıp kendi keyfine göre sporculara az miktarlar veriyordu. Bu olayı yine Emilia açıklıyor: “ Hatırlıyorum, Amerika’ya gitmiştik ve sadece birkaç gösteri yapacaktık. 10 bin dolar diye bir anlaşmaları vardı. Bizlere verilen para ise, işimizi düzgün hatasız yaptığımızda 125 dolar, dengemizi kaybettiğimizde 100 dolar ve düştüğümüz takdirde, 25 dolardı.”
Komunistler bu tür olayların kokusunu alınca Bela’yı cezalandırma kararı almışlar. Ama Bela bunu hissetti ve valiz dolu parasıyla Amerika’da saklandı.

Eğer Emilia Eberle yediği dayakları yüzünden trenin önüne atlamak istediyse, Nadia’nın intihar olayı kafasından geçmedi değil. Bir akşam, Nadia deterjan içtiği için acil hastanesine götürüldü. Nadia, Komunist bir ülkenin spor starıydı ve İstihbarat buna göre dikkatli davranıyordu. Nadia, Komunist Romanya’da en çok dosyaları bulunan kişiydi. Özel hayatına ve aşklarına da karışıyorlardı.
Şubat 1981’de, İstihbarat Şef’in kişisel emrine göre, Devlet Bakanı Tudor Postelnicu’ya Kanadalı birini araştırıp, raporunda şunları yazıyor: “Ştefan Fiedorec adlı Kanada vatandaşı ile Nadia Comaneci’nin evlenme kararını rapor ediyoruz: Şu ana kadar Nadia’nın bu kişiyi tanıdığına dair herhangi bilgimiz yoktur. Kanada vatandaşının neleri planladığına dair bilgimiz de yok. Tek bildiğimiz şey, Nadia’nın ünlü olmasından dolayı yabancı memleketlerdeki gençlerden evlenme teklifleri geldiğini öğrendik. 1981’de Ocak ayı sonunda, bu tür mektupların sayısının 3 bine ulaştığını öğrendik. Nadia’ya sorduk ve bunları emeklilik hayatında okumak için sakladığını söyledi.”
Rapor edilenleri göz önünde bulundurarak, İstihbarat yeni bir karar almıştı ve buna göre de, artık evlenme teklifi mektupla gelirse, bunların okunmasını ve Nadia’ya iletilmemesini ön görmüşler. Nadia’nın yabancı kişilerle evlenme gibi istekleri aklından çıkratması çalışmalarının başlatılması ve ülke sevgisine yönelik beyin yıkama kararı uygun görülmüş. Sonunda İstihbarat’ın korkusu gerçekleşti. 1996’da, Nadia Amerikalı Bart Conner ile evlendi. Bunu 1976’dan beri tanıyordu.