Sayfalar

22 Nisan 2012 Pazar

Oyun Çocuğunun Beslenme Özellikleri (Beslenme sf: 48)


 Çocuk gelişimi dönemleri içerisinde 1-6 yaş, oyun dönemi olarak adlandırılmaktadır.
Süt çocuğuna oranla bu dönem çocuklarında büyüme hızı daha yavaştır. Dik durma ve
yürüme becerileri geliştiği için hareket fazladır. Bilindiği gibi çocuklarda beyin gelişiminin
1/3'ü anne karnında, geriye kalanı 5 yaşına kadar tamamlanır. Beyin hücreleri yapıldıktan
sonra yenilenmediği için gelişme döneminde yeterli besin sağlanmazsa meydana gelen
bozukluklar ömür boyu devam eder.

Sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimin hızlı olduğu bu dönem üzerinde yeterli, dengeli
ve düzenli beslenmenin etkisi büyüktür. Oyun çocuklarında belirgin bir gelişim eksikliği
görülmese de, klinik bulgular 1-6 yaş çocuklarında beslenme bozukluğu bulgularına çok
sık rastlandığını göstermektedir. Çocuk beslenmesi ile ilgili olarak yapılan birçok
araştırmada yeni beslenme alışkanlıklarının kazanıldığı, yeni besinlerle tanışıldığı bu
dönemin beslenme bozukluğu riski en yüksek grup olarak değerlendirilmektedir.
0yun çocuğu beslenmesinde temel ilke; büyüme ve gelişme özelliklerine uygun çeşit,
miktar ve kıvamındaki besinleri seçerek karşılamak; iyi beslenme alışkanlıkları
kazandırmaktır. Bu bakımdan çocukların yemek yeme alışkanlığını kazanmasında ailedeki
büyüklerin özellikle de annenin tutumunun çok önemli bir yeri vardır. Çocuk büyüklerin tutumundan etkilenir. Sofrada çocuğun yanında yemeklerin hep iyi olduğu söylenmeli,
huzursuzluk çıkarmamalıdır. Çocuğun şiddetle yemek istemediği yiyecekleri vermekte ısrar
etmek doğru değildir. Yemek yeme konusunda çocuk ile büyükler arasında meydana gelen
anlaşmazlıklar; annelerin belli saatlerde ve fazla miktarda yiyecek yedirme isteklerinden
kaynaklanır. Anneler çocuklarını başka çocuklarla kıyaslarlar. Çocuklar arasında bireysel
farklılıklar olduğu unutulmamalıdır. Yemek sofrası pazarlık ve savaş meydanı olmamalıdır.


Çocuğun yeterli ve dengeli beslenmesinde ekonomik olanaksızlıklar bazı kısıntıları
zorunlu kılabilir. Bu durumda kısıntı besin değeri az olan yiyeceklerde yapılmalıdır. Gazoz, şeker,
sakız, çikolata vb. yiyeceklerin hem besin değeri yoktur, hem de sağlığa zararlıdır. Bunlara
verilecek para yumurta, süt, yoğurt gibi yiyeceklere ayrılabilir. Ayrıca hamur işleri ve yağlardan
da kısıntı yapılabilir.

Ailenin geliri düştükçe, bitkisel kaynaklı besinlerle beslenme oranı arttıkça, demir
eksikliği anemisi yaygın olarak görülmektedir. Uzun süreli görülen demir eksikliği anemisi
okul öncesi çocuklarda yaygındır. Bu tip çocukların mental ve motor gelişim
fonksiyonlarının yavaşladığı dikkati çekmektedir. Demir içeren gıdaların diyete ilave
edilmesi ile hemoglobin düzeyi tekrar yükseltilebilir.
Çocuğun önüne daima yaşına uygun gıdalar verilmelidir. Reddedilen gıdalar azar azar
verilerek alıştırılmalıdır. Ailenin sofra düzeni, yeme alışkanlığı çocuğu etkiler. Her cins
gıdaya sofrada yer verilmelidir.

Bu dönemde beslenmede en önemli sorunlar çocukların yanlış beslenme alışkanlığı
kazanmalarına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durum özellikle malnütrisyon dediğimiz
yetersiz ve dengesiz beslenmeye yol açmaktadır.

Anneler, çocuklarının günlük besin ihtiyaçlarını bilmediklerinden ve beslenmeyi
karın doyurma olarak düşündüklerinden çocuğu genellikle tek tip besinlerle beslemekte veya
besin değeri düşük olan besinleri vererek ihtiyacını karşılamasına engel olmaktadır. Bunun
sonucu çocukta büyüme ve gelişme yavaşlamakta ve durmaktadır. Hatta bazen kazandığı
ağırlığı bile kaybedilmektedir. Bu yaşlardaki yetersiz ve dengesiz beslenme durumunda
fiziksel gelişimin yanı sıra zekâ gelişimi ve öğrenme yeteneklerinin de olumsuz yönde
etkilendiği görülmektedir. Daha sonraki yaşlarda çocukların fiziksel gelişimleri beslenme
durumlarının iyileştirilmesi ile biraz da olsa düzelebildiği halde mental gelişimlerindeki
bozukluğun yeterli ve dengeli beslenen çocukların düzeyine erişemediği görülmekte ve bu durum okul çağında da kendisini göstermektedir.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder